Yerli elektrik üretimi bu denli yükselmişken, enerjinin büyük çoğunluğu yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanırken bu zamlar niye? Bu yazımızda bu konuya kısaca değinmek istedik.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez 5 kasımda yaptığı açıklamada yılın ilk 10 ayında yerli ve yenilebilir elektrik üretim payımızın rekor kırarak %64'e ulaştığını olduğunu söyledi. Bu rakamın %48 gibi büyük bir bölümü yenilebilir enerjiden sağlandığının altını çizdi. Türkiye'deki yenilenebilir enerji kaynaklarına örnek olarak Güneş, Rüzgar, Büyokütle, Jeotermal vb. kaynakları verebiliriz.
Bakan Dönmez bu bilgilerin yanında gelişim ve ilerlemeyle ilgili güzel bilgiler de verdi. Kurulan yenilenebilir enerji santrallerinin de yerli olması üretilen enerjinin yerli olması kadar önemli bir konu. Asgari %65 oranda yerli olacak rüzgar türbin üretecek fabrikanın kurulum aşamasında sona gelindiği öğrendiğimiz güzel haberlerden. Türkiye'nin rüzgar haritasına baktığımızda toplam kapasitemizin 50 bin megavat olduğunu görüyoruz. Son 10 yılda elde ettiğimiz mevcut kapasite ise 8 bin megavat. Bu değer daha önümüzde gelişime açık bir rüzgar enerjisi sektörünün olduğunu gösteriyor.
Güneş enerjisinde de, biyokütle santrallerinde de aynı rüzgar enerjisindeki gibi artışlar mevcut. Bunun sonucunda da %64 gibi yüksek yerli enerji üretimine ulaşmış bulunuyoruz. Burada asıl bahsetmek istediğim konu yerli enerjide bu kadar büyüme varken elektrik birim fiyatları neden bu kadar arttı ve halk neden bu denli yüksek zam oranlarına maruz kaldı?
Zamların asıl sebebi yenilenebilir enerji santrali yatırımı yapanlara verilen devlet desteğinin dolarla ödenmesi. Bakan dönmez bu açıklamaları yaparken aynı günlerde EPDK, 2020 yılında Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması'ndan (YEKDEM) 817 santralin yararlanacağını açıkladı. Kısaca bu destekten bahsedecek olursak, devlet biyokütle santrallerine 15,90 cent/kWh, güneş enerjisi santrallerine 13,74 cent/kWh, jeotermale 12,50 cent/kWh ve rüzgar enerjisine 9,40 cent/kWh destek sağlıyor. Kurulan her bir santrale devlet 10 yıl boyunca elektrik alım sözü veriyor. Güneş enerjisi üzerinden örnek verecek olursak, devlet her bir santral sahibine santralde üretilen her bir kWh için 79,28 kuruş ödeme yapıyor. Şuan evlerde kullanılan elektrik için vatandaşın cebinden kWh başına yaklaşık 72 kuruş çıkıyor. Bu demek oluyor ki devlet güneş enerji santrallerinden 79 kuruşa aldığı elektriği vatandaşa 72 kuruşa satıyor. Bu makas biyokütle santrallerinde daha da açılıyor. Ürettiğimiz elektrik %64 yerli olsa da devlet bu işten son zamlara rağmen mesken tarifesi bazında hala zararlı çıkıyor. Bu da 2020 yılından itibaren yeni elektrik zammının kapıda olduğunu gösteriyor.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez 5 kasımda yaptığı açıklamada yılın ilk 10 ayında yerli ve yenilebilir elektrik üretim payımızın rekor kırarak %64'e ulaştığını olduğunu söyledi. Bu rakamın %48 gibi büyük bir bölümü yenilebilir enerjiden sağlandığının altını çizdi. Türkiye'deki yenilenebilir enerji kaynaklarına örnek olarak Güneş, Rüzgar, Büyokütle, Jeotermal vb. kaynakları verebiliriz.
Bakan Dönmez bu bilgilerin yanında gelişim ve ilerlemeyle ilgili güzel bilgiler de verdi. Kurulan yenilenebilir enerji santrallerinin de yerli olması üretilen enerjinin yerli olması kadar önemli bir konu. Asgari %65 oranda yerli olacak rüzgar türbin üretecek fabrikanın kurulum aşamasında sona gelindiği öğrendiğimiz güzel haberlerden. Türkiye'nin rüzgar haritasına baktığımızda toplam kapasitemizin 50 bin megavat olduğunu görüyoruz. Son 10 yılda elde ettiğimiz mevcut kapasite ise 8 bin megavat. Bu değer daha önümüzde gelişime açık bir rüzgar enerjisi sektörünün olduğunu gösteriyor.
Güneş enerjisinde de, biyokütle santrallerinde de aynı rüzgar enerjisindeki gibi artışlar mevcut. Bunun sonucunda da %64 gibi yüksek yerli enerji üretimine ulaşmış bulunuyoruz. Burada asıl bahsetmek istediğim konu yerli enerjide bu kadar büyüme varken elektrik birim fiyatları neden bu kadar arttı ve halk neden bu denli yüksek zam oranlarına maruz kaldı?
Zamların asıl sebebi yenilenebilir enerji santrali yatırımı yapanlara verilen devlet desteğinin dolarla ödenmesi. Bakan dönmez bu açıklamaları yaparken aynı günlerde EPDK, 2020 yılında Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması'ndan (YEKDEM) 817 santralin yararlanacağını açıkladı. Kısaca bu destekten bahsedecek olursak, devlet biyokütle santrallerine 15,90 cent/kWh, güneş enerjisi santrallerine 13,74 cent/kWh, jeotermale 12,50 cent/kWh ve rüzgar enerjisine 9,40 cent/kWh destek sağlıyor. Kurulan her bir santrale devlet 10 yıl boyunca elektrik alım sözü veriyor. Güneş enerjisi üzerinden örnek verecek olursak, devlet her bir santral sahibine santralde üretilen her bir kWh için 79,28 kuruş ödeme yapıyor. Şuan evlerde kullanılan elektrik için vatandaşın cebinden kWh başına yaklaşık 72 kuruş çıkıyor. Bu demek oluyor ki devlet güneş enerji santrallerinden 79 kuruşa aldığı elektriği vatandaşa 72 kuruşa satıyor. Bu makas biyokütle santrallerinde daha da açılıyor. Ürettiğimiz elektrik %64 yerli olsa da devlet bu işten son zamlara rağmen mesken tarifesi bazında hala zararlı çıkıyor. Bu da 2020 yılından itibaren yeni elektrik zammının kapıda olduğunu gösteriyor.
Yorumlar
Yorum Gönder